Renklerle Kan Şekerini Dengede Tutabiliriz!

Evet, yanlış duymadınız, renkler ile hatta özellikle kırmızı-mor renk ile kan şekerini dengede tutabiliriz. Peki, ama nasıl?

İşte, polifenollerin alt grubu olan antosiyaninler tam da bu noktada sahneye giriyor. Rengârenk besinlerimizin içerisinde doğal olarak bulunan ve polifenoller adlı verilen bileşenler bulundukları besinlere çeşitli duyusal özellikler vermekle kalmayıp aslında bizlere birçok fayda da sağlıyor. Polifenolerin birçok çeşidi ve bu çeşitlerin birçok yararları var ama biz bugün özellikle polifenollerin flavonoid grubu içerisinde yer alan antosiyaninlerden yani doğal olarak bulundukları meyve ve sebzelere kırmızıdan mora müthiş renkler veren bileşenlerden ve bunların kan şekerine olan etkilerinden bahsedeceğiz.

Şimdi sizlere bu yararlı etkilerinden biraz bahsedelim.

Antosiyanin nedir?

Antosiyaninler, en basit haliyle meyve sebzelere kırmızı-mor renk veren doğal pigmentlerdir [1]. Birbirinden güzel görünen ve çokça lezzetli olan kırmızı-mor renkli meyve ve sebzelerin sağlığa yararlarının kaynağı olan antosiyaninler, polifenol olarak adlandırılan antioksidanların alt ailesi flavonoid bileşiklerin önde gelen üyeleridir [2].

Antosiyaninler verdikleri güzel renkler ile beraber ayrıca antioksidan etki gösterir. Bu antioksidanların yaşlanmayı ve yaşlanmaya bağlı oluşan Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalık risklerini düşürdüğü, bununla beraber diyabet, yüksek kolesterol, kalp ve damar hastalıkları gibi kronik rahatsızlıklardan korunma sağladığı hatta vücutta kanser riskini de azalttığı bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir.

Antosiyaninler nelerde bulunur?

❖ Böğürtlen

❖ Yaban mersini

❖ Siyah Frenk üzümü

❖ Aronya

❖ Çilek

❖ Nar

❖ Vişne

❖ Kiraz

❖ Üzüm

❖ Karadut

❖ Siyah havuç

❖ Mor patates

❖ Siyah havuç

❖ Siyah pirinç

Antosiyaninler neden sağlıklı?

Doğal renk verici özelliklerinin yanı sıra antosiyaninlerin insan sağlığı üzerine birçok yararlı etkisi olduğu da bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir.

❖ Diyabete yakalanma riskini azaltır

❖ Kan şeker seviyesini kontrol altına tutmaya yardımcı olur

❖ Obeziteyi ve obeziteye bağlı gelişen komplikasyon risklerini önleyebilir

❖ Yaşlanmayı geciktirir

❖ Yaşlanmaya bağlı oluşan Alzheimer, Parkinson gibi nörolojik hastalıkları önler

❖ Göz sağlığını geliştirir

❖ İnme riskini azaltır

❖ Kalp ve damar rahatsızlıkları gibi kronik rahatsızlıkların riskini azaltabilir

❖ Karaciğer yağlanmasını önler

❖ Kanser risklerini azaltır

❖ Antibakteriyel ve antiviral etkisi vardır

Antioksidan yönü dolayısıyla sağlıklı beslenme listelerinden eksik etmediğimiz kırmızı-mor renkli antosiyanin kaynaklarının aynı zamanda kan şekerini kontrol altına alabildiği ve insülin direncine karşı etkili olduğu çeşitli çalışmalarla desteklenmiştir [3-5]. Özellikle diyabet hastalığının ve insülin direncinin çok yaygın olduğu düşünüldüğünde yeterli antosiyanin alımının önemi bizlere kendini bir kez daha hatırlatıyor.

Diyabet hastalığında kanda şeker oranı olması gerekenden yüksek seyreder ve bu yüksek kan şekeri kontrol altına alınamazsa bir süre sonra kalp-damar problemleri, görme ve böbrek fonksiyonlarında bozulmalar gibi birçok rahatsızlık tetiklenebilir. Diyabet hastalığı genetik kökenli olabileceği gibi dış etkenler yani sedanter yaşam tarzı, sağlıksız beslenme, fazla kiloluluk, aşırı alkol tüketimi gibi durumlarda da gelişebilir. Uluslararası Diyabet Federasyonu’na [International Diabetes Federation (IDF)] ait verilere göre yaklaşık 537 milyon yetişkin (20-79 yaş arası) diyabetle yaşamaktadır. Yani her 10 yetişkinden 1’i diyabetle ile mücadele etmektedir. Diyabetle yaşayan toplam insan sayısının 2030’a kadar 643 milyona ve 2045’e kadar 783 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. Bu verilere ek olarak Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası bulunduğu ve bu rakamın yetişkin nüfusunun yaklaşık %15’ine denk geldiği belirtilmektedir [6]. Diyabetle yaşayan yaklaşık 2 yetişkinden 1’ine (240 milyon) teşhis konulmadığından diyabet teşhisi olsun olmasın herkes için sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam davranışları benimseme kavramı bir kez daha ön plana çıkıyor.

Kan şekeri, basit karbonhidrat dediğimiz karbonhidratların tüketiminin yüksek olması sonucu ciddi oranlarda yükselebilir. Basit karbonhidratlara örnek olarak beyaz un ve bunlardan yapılmış ekmek, poğaça, kek, kurabiye, şerbetli tatlılar gibi gıdaları örnek verebiliriz. Sankara Araştırma Merkezi’nde geliştirilen ve diyabetin kontrolüne katkı sağlayan antosiyaninler açısından zengin Mormiks fonksiyonel gıda karışımımız ile insülin direnci problemi yaşayan bireylerin ve diyabetli bireylerin de bu gıdaların tadını çıkarabilmesini hedefledik.

Besinlerin Glisemik İndesini Düşürür

Mormiks fonksiyonel gıda karışımında bolca bulunan antosiyaninler, birlikte tüketildiği karbonhidratlı gıdaların kana karışma hızlarını (glisemik indekslerini) bu besinleri sindiren enzimleri baskılayarak (α-amilaz ve α -glikozidaz) yavaşlatır ve ani kan şekeri yükselmelerinin önüne geçer [8]. Bu sayede kişilerde yemek sonrası halsizlik, uyku hali gibi durumlar daha az görülür.

Sankara Araştırma Merkezi laboratuvarlarında yapılan çalışmalarda standart beyaz ekmek ve Mormiks ile hazırlanmış mor ekmeğin bireyler tarafından tüketimi sonrası mor ekmeğin kan şekerini daha az yükselttiğini görüldü. Aynı zamanda mor ekmeğin standart beyaz ekmek ile kıyaslandığında %17,5 daha düşük glisemik indekse sahip olduğu görüldü. Bu sonuç Mormiks ile hazırlanmış mor ekmekte bulunan antosiyaninler sayesinde kan şekerinin daha yavaş ve dengeli bir şekilde yükseldiğini göstermektedir.

Mormiks fonksiyonel gıda karışımı, içerisindeki antosiyaninlerden kaynaklı doğal rengi sayesinde katıldığı ürünlere kırmızı-mor rengini verir.

  1. İnsülin Direncine Karşı Etkilidir

Antosiyaninler, kandaki şekerin hücrelere geçişini kolaylaştırır başka bir deyişle hücrelerin şekere olan duyarlılığını arttırır ve fazla şeker kandan hücrelere daha kolay geçer. Böylelikle kandaki şeker oranı sağlıklı seviyede tutulabilir [2].

  1. İnsülin Salgılanan Hücreleri Korur

Aslında antosiyaninler temel olarak etkilerini antioksidan olarak gösterirler. Vücutta çeşitli olaylar sonrasında etrafına zarar verebilen Reaktif Oksijen Türevleri (ROS) adı verilen bileşenler oluşabilir. Bu bileşenler çeşitli dokulara hasar verir ve dokunun işlevinde aksamalar meydana getirebilirler [7]. Aynı hasarı pankreasta insülin üreten hücrelere karşı da verebilirler [7-8]. İşte antosiyaninler bu etrafına zarar veren ROS’ları kontrol alına alır ve bu hasarın önüne geçerler, dokuların işlevlerine aksamadan devam etmesine yardımcı olurlar.

  1. Tokluk süresini uzatır

Antosiyaninler, beraberinde tüketildiği besinlerin kan şekerinde ani dalgalanmalara sebep olmadığından kişiler kendilerini daha uzun süre tok hissedebilir ve fazladan besin alımının önüne geçebilirler. Bu etkisiyle beraber antosiyaninler kilo kontrolünü de sağlayabilir.

Mormiks nasıl kullanılır?

Mormiks; makarna, ekmek, simit, baklava, kurabiye, lavaş, kek ve pasta gibi her türlü unlu mamul ve tatlılarda kolaylıkla kullanılabilir. Ekmek ve diğer unlu mamullerde %8, şerbetli tatlılarda %12 oranında kullanılması tavsiye edilir.

Katıldığı besinlere verdiği kırmızı-mor renk tamamen doğaldır ve içeriğindeki antosiyaninlerden kaynaklanmaktadır. Ayrıca besinlerde tat ve koku açısından bir farklılık yaratmamaktadır. Bu zamana kadar yapılan çalışmalarda antosiyaninlerin herhangi bir toksik etkilerine rastlanmamıştır.

Mormiks’i kimler kullanabilir?

Mormiks’i kullanmak için mutlaka insülin direncine veya diyabet hastalığına sahip olmanız gerekmez. Antosiyaninlerin sağlık üzerindeki olumlu etkilerini gözlemlemek isteyen her birey Mormiks fonksiyonel gıda karışımını kullanabilir*.

Yapısında mısır nişastası kullanıldığı için glüten içermez böylelikle glüten intoleransı veya çölyak rahatsızlığı bulunan bireyler de gönül rahatlığı ile Mormiks’i kullanabilir ve antosiyaninlerin sağlıklı etkilerinden faydalanabilirler.

*Tanısı konmuş herhangi bir kronik rahatsızlığınız var ise ve düzenli bir ilaç kullanıyorsanız Mormiks’i kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

KAYNAKLAR

  1. Bueno, J. M., Sáez-Plaza, P., Ramos-Escudero, F., Jiménez, A. M., Fett, R., &; Asuero, A. G. (2012). Analysis and antioxidant capacity of anthocyanin pigments. part II: Chemical structure, color, and intake of anthocyanins. Critical Reviews in Analytical Chemistry, 42(2), 126–151. https://doi.org/10.1080/10408347.2011.632314
  2. Bozzetto, L., Annuzzi, G., Pacini, G., Costabile, G., Vetrani, C., Vitale, M., Griffo, E., Giacco, A., De Natale, C., Cocozza, S., Della Pepa, G., Tura, A., Riccardi, G., & and; Rivellese, A. A. (2015). Polyphenol-rich diets improve glucose metabolism in people at high cardiometabolic risk: A Controlled Randomised Intervention Trial. Diabetologia, 58(7), 1551–1560. https://doi.org/10.1007/s00125-015-3592-x
  3. Jennings, A., Welch, A. A., Spector, T., Macgregor, A., & and; Cassidy, A. (2013). Intakes of anthocyanins and flavones are associated with biomarkers of insulin resistance and inflammation in women. The Journal of Nutrition, 144(2), 202–208. https://doi.org/10.3945/jn.113.184358
  4. Les, F., Cásedas, G., Gómez, C., Moliner, C., Valero, M. S., & and; López, V. (2020). The role of Anthocyanins as antidiabetic agents: From molecular mechanisms to in vivo and human studies. Journal of Physiology and Biochemistry, 77(1), 109–131. https://doi.org/10.1007/s13105-020-00739-z
  5. International Diabetes Federation. (2021, November 2). Diabetes now affects one in 10 adults worldwide. International Diabetes Federation. Retrieved November 22, 2022, from https://www.idf.org/news/240:diabetes-now-affects-one-in-10-adults-worldwide.html
  6. Törrönen, R., Sarkkinen, E., Tapola, N., Hautaniemi, E., Kilpi, K., & Niskanen, L. (2009). Berries modify the postprandial plasma glucose response to sucrose in healthy subjects. British Journal of Nutrition, 103(8), 1094–1097. https://doi.org/10.1017/s0007114509992868
  7. Hamamcıoglu, A. C. (2017). Diyabette Oksidatif Stres ve Antioksidanların Rolü . Türkiye Diyabet ve Obezite Dergisi , 1 (1) , 7-13 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/tudod/issue/33700/373534
  8. Drews, G., Krippeit-Drews, P., & Düfer, M. (2010). Oxidative stress and beta-cell dysfunction. Pflügers Archiv – European Journal of Physiology, 460(4), 703–718. https://doi.org/10.1007/s00424-010-0862-9
This site is registered on wpml.org as a development site. Switch to a production site key to remove this banner.